METAFORİK ANLAM
Gündelik dil
felsefesinde anlam problemlerinden biri de metaforik anlamdır. Şimdi bu
satırlarda metaforik anlamın temel özelliklerini görelim.
Metafor, μεταφορά (metaphorá) kelimesinin Batı dillerine
çevirisidir; μεταφορά Grekçe’de
nakletmek anlamına gelen μεταφέρω (metaphérô)
fiilinden türemiştir.
Metafor ilk
defa Aristoteles tarafından kullanılmıştır. Onda bu terim retoriğin teknik bir
vokabüleriydi; bilinen anlamdan farklı bir anlamın kast edilmesi diye
anlaşılıyordu. Daha sonra bu terim pek çok filozof tarafından kullanıldı. Dilin
işleyişini ve dünyayı algılama biçimimizi analizlerde metaforlardan
yararlanıldı.
Cicero’ya
göre, metafor kelimelerin ilk anlamlarını değiştirmekten ibarettir; metafor
önceleri dildeki boşlukları doldurmak, yetersizlikleri gidermek için zorunlu
olarak ve nadiren olarak kullanılıyordu; daha sonra kullanımı dile iyice
yerleşti ve sıkça kullanılmaya başlandı; ifadenin önemli tarzlarından biri
oldu. Bu açıdan metafor elbisenin kullanılmasına benzer. Elbise önceleri
soğuktan korunmak için giyiliyordu; daha sonra bedeni süslemek için vazgeçilmez
bir nesne oldu. Tıpkı bunun gibi ifade kıtlığının kızı olan metafor zevk için
yaygın olarak kullanılmaya başlandı, onun kullanımı o kadar yaygınlaştı ki, hem
köylüler hem de hasatçılar bile ifadelerinde metafora yer verdiler.
Bu adam bir
aslandır.
Bu genç kız
bir ceylandır.
Bu adam
düşünen bir kamıştır.
gibi
metaforlar, düz anlamdan uzaklaşsalar da dinleyeni şaşırtmaz. Metafor, bir adın
bir nesnesinden bir başka nesnesine; cinsten türe, türden cinse ya da türden
türe geçmedir. Bu geçme benzerlik ilişkisi kurarak gerçekleşir. Metafordaki
analojiye dair şu örneği verelim:
Nasıl yarasanın gözü gün ışığından
kamaşırsa, ruhumun zekası da doğal olarak en açık şeylerden öyle büyülenir.
Bu analoji, en mükemmel bir analoji
modelidir. Metaforlar ve analojiler dünyadaki iki veya daha çok obje
arasında karşılaştırmadan doğan benzerlik ilişkileri kurmadır.
Örneğin “Ayşe buzdolabıdır.” ya da “Yiğit
bir domuzdur.” cümleleri metaforik anlama sahiptir. Bu sözceleri duyan kişi
onların ne anlamda kullanıldıklarını anlar. Fakat her metaforik sözcenin
anlaşılması mümkün değildir. Anlaşılmayan metaforlar da vardır. Örneğin, “Ayşe 17
ile 23 arasında asal bir sayıdır.” anlaşılmayan metaforlardandır. Bu metaforik
sözceyle ne kast edildiği bilinemez.
Metaforik anlam literal anlamın
bilinmesini gerektirir. Diğer deyişle konuşan literal anlamı bilmeden metaforik
anlamı kastedemez. Literal anlam son derece açık ve anlaşılır anlamdır. Literal
anlam aynı zamanda bir edimdir yani literal öne sürümdür. Yine de kişi
metaforik anlamı tercih eder; literal öne sürümü başka ifadelerle
gerçekleştirir yani ikincil bir edime başvurur.
Bir metaforu kullanan kişi niyetini dolaylı
biçimde tezahür ettirir. Çünkü düz sözle söylediğinden başka bir şeyi söylemek
ister. Metafor düz
anlama karşıttır. Düz anlamdan hareketle oluşturulur. Metaforu betimlemek için
düz anlamdan hareket etmelidir.
Dolaylı bir
söylem olan metafor kendisinin dublörlüğünü yapan düz anlamla uyumlu değildir.
Metafor uylaşımsaldır veya değildir.
Metaforik
anlam, konuşan kişinin kastettiği anlamdır ve kelimenin veya cümlenin düz
anlamından ayrılır. Metaforik anlam ironiyle ve dolaylı söz edimleriyle ortak
bir özelliğe sahiptir. Bunların ortak yönü, birtakım ilkelere göre
gerçekleştirilmeleridir. Bu söylemlerin ilkeleri olduğundan, söyleyen,
söylediğinden daha fazlasını veya farklısını anlatabilir.
Fonksiyonel bir metafor, konuşan
kişinin maksadını düz anlamı olan bir cümleyle; ama düz anlamı aşan bir anlamı
ifade ettiği metafordur.
Metafor her şeyden önce bir iletişim
durumunda ortaya çıkar; fonksiyonu konuşan ile dinleyen arasındaki bir
iletişimi sağlar. Metafor sayesinde bir konuşan, düz anlamlı bir cümleyi
kullanarak söylediğinden daha farklı ve fazla bir şey anlatır. Dinleyen de bunu
anlayabilir. Metaforun fonksiyonel olmasını sağlayan birtakım ilkeler vardır.
Öbür yandan düz anlam ve metaforik anlam arasındaki ilişki, sistematiktir.
Metafor yapmayı ve yapılan metaforu anlamayı sağlayan ilkeler nelerdir? Bunu
ortaya koymak için düz sözün ayırt edici niteliklerini göstermelidir.
Bu
özellikleri belirtmek için önce düz sözle ilgili bazı özellikleri dikkate
almalıdır. Şu üç cümleyi ele alalım:
1 Ayşe uzun
boyludur.
2. Kedi
paspasın üzerindedir.
3. Burada
hava giderek ısınıyor.
Bu
cümlelerden hareketle düz anlama ilişkin şu saptamaları yapabiliriz.
Örneğin
A. “Burada
hava gittikçe ısınıyor”u
A1. Tartışma
hararetleniyor.
B. “Ayşe bir
buzdolabıdır.”ı
B1. Ayşe çok
duygusuz ve tepkisizdir.
C. “Orkun bir
ayıdır.”ı
C1. Orkun
vahşi, kaba ve şiddet eğilimlidir.
şeklinde
yazalım. A1, B1, C1, A, B, C’nin metafor olduklarını anlamaya izin verir.
Metaforların
düz anlamdan başka bir anlamı anlatması, tıpkı bir şeyin başka bir şeyi
çağrıştırmasına benzer. Kuşkusuz düz anlamın metaforu ve X’in Y’’yi
hatırlatması, benzerlikler sayesinde mümkündür. Fakat düz anlamla metaforik
anlam arasındaki benzerlik, basit bir benzerlik değildir. Bu benzerlik özel ve
sistematik bir benzerliktir. Benzerliğin özel olmasının anlamı şudur: Her
hatırlatma değil, sadece bir hatırlatma metaforik anlamı çağrıştırır.
Sistematik olma ise, konuşanın ve dinleyenin metaforik anlamı iletmesinin ve
anlamı iletmenin önceden belirlenmiş ortak ilkelere göre olması demektir.
Metaforda
alıcı konumundaki dinleyicinin önemi açıktır. Dinleyici metaforun farkına
vardığı anda metafor başarılıdır ve gerçekleşmiştir. Başarılı bir anlama,
birtakım ilkelere göre mümkündür. O nedenle metaforun açıklaması, dinlemeye
hakim bu ilkeleri ortaya çıkarmalıdır. Bu ilkeleri gösterdiğimizde metaforik
sözceler ortaya koymanın nasıl mümkün olduğu konusunda belirsizlikten az veya
çok kurtuluruz.
Sonuç olarak
arka plan bilgimiz, cümlenin anlamını belirler.
Metaforda
“gibi” ve “…e benziyor” şeklindeki karşılaştırma ifadeleri kaldırılmıştır.
Örneğin
İnsan insanın
kurdudur.
Bu örneğin
anlamı şudur: İnsan bazı belirtilmemiş yanlarıyla insan için kurt gibidir.
Metafor,
kısaltma ilkesi sayesinde kurulan benzerliği içeren düz anlamlı bir sözce gibi
fonksiyoneldir. Metaforik bir sözcedeki örtük karşılaştırma zorunlu olarak düz
anlamlı bir sözcedir. Çünkü metaforun açıklaması bir başka metafor ise, metafor
teorisi döngüseldir.
Metaforik
ifadeyle dinleyen düz anlamdan metaforik anlama geçer.
Örneğin
Fatma,
güneştir.
Biliyoruz ki,
bu cümlede kast edilen anlam, “Fatma aslından gazdan oluşmuştur.” veya “Fatma
dünyadan 145.000.000 km. uzaklıktadır.” değildir; güneşe dair bu bilgilerimize
rağmen bu anlamların dışındaki bir anlamı kastederiz.
Başka şöyle
bir örneği alalım:
Ayşe , buz
kalıbıdır.
Buz
kalıplarının donmuş, eriyebilir; H2O’dan bileşik gibi
özelliklerinden hiçbir Ayşe ’ye uygulanamaz. Ayşe ile buz kalıpları arasında
ortak tek özellik “soğuk olma”dır. Fakat bu “soğuk”, metaforiktir. Bir kişi
için “O, soğuktur.” dersek aslında “O,
duygusuzdur.” demek isteriz. Fakat soğuk objelerle duygusuz insanlar arasında
düz anlamla anlatılan bir benzerlik yoktur. Bu metaforu onaylayan tek şey,
şudur: Soğuk duyarsızlığa eklenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder