18 Ağustos 2023 Cuma

KİTABINI ÇEVİRDİĞİM FATTAL'IN ÇEVİRİMİZE GİRİŞİ

 

           KİTABINI ÇEVİRDİĞİM FATTAL'IN ÇEVİRİMİZE GİRİŞİ

TÜRK OKUYUCUYA

 

Otuz beş yıldan fazla bir zamandan beri yazdığım eserlerimin ve yaptığım yayınlarımın konusu büyük çoğunlukla Grek felsefesi ve Grek felsefesinde (ve bazen de Hristiyanlıkta) Logos’tur.

Logos kavramını ve Grek felsefesi tarihindeki fonksiyonlarını ele alan temel araştırmalarım sırasında Grek-Hristiyan geleneğinin kurucu metinlerinde bulduğumuz (söz, söylem akıl vs. anlamına gelen) logos’un statüsünün Arap-İslam geleneğinin metinlerindeki kelime (söz) nutk ( sözceleme, söz) veya akıl (akıl, müdrike) diye anlaşıldığını, bu iki geleneğin farklılıklarını ve onları bağlayan ortak noktaları gördüm.[1] Araştırmalarım genellikle birbirine karşıt kabul edilen bu iki rasyonalitenin, görünüşteki farklılıkların ötesinde Doğu ve Batı arasında vaatkâr bir diyalogun öncüllerini ya da temelini oluşturabilen bir “ortak dil”in ya da bir “ortak yapı”nın varlığını ortaya çıkarmaya izin verdi.

Son kitabımın adı Conversion et spiritualités dans l’Antiquité et au Moyen Âge,  (Antikite’de ve Orta Çağ’da İhtida ve Mistisizmler) idi Paris, L’Harmattan, “Ouverture Philosophique”, 2017. Bu kitabımda farklı geleneklerdeki (Grek felsefi geleneği: Platon, Plotinos), (Yahudî-Hristiyan dinî geneneği Paul de Tarse, le Pseudo-Macaire, Augustin d’Hippone) (Arap-Müslüman geleneği: Farabî ve Gazalî) kavramını ele aldım. Bu araştırmamın sonunda farklı felsefî ve dinî geleneklerin geliştirdikleri mistisizmlerin farklı biçimleri arasında bir “ortak sentaks”ın, “sabiteler”in varlığını tespit etmem mümkün oldu (Örneğin Hippon’lu Augustinus, Farabî ve Gazalî filozof gibi de görülebilirler). Bu tür sabitelerin ya da böyle bir ortak sentaksın neyle ilişkili olduğunu bilmek önemlidir.

İslam Felsefesinde Aristoteles ve Plotinos, adlı kitabımın Paris, L’Harmattan, 2007, çoğu bölümü daha önce İtalyancaya ve Lehçeye çevrildi; şimdi de Profesör Ozcan Zeki’nin gayretleriyle Türkçede yayınlanmak üzeredir. Bu kitap 1988’de yayınladığım ilk kitabım ve 2017’de yayınladığım kitabım arasında bir orta noktadadır. Bu kitapta Aristoteles’in düşünme biçiminin ve mantığının Orta Çağ’daki görünüşünü ele aldım. Aynı şekilde Plotinos’un logos’unun (akıl) ve kozmolojisinin Müslüman çevirmenler ve yorumcular tarafından nasıl anlaşıldığını ortaya koydum. Müslümanların Grek mirasından yararlanmaları Aristoteles’i ve Plotinos’u dikkat çekici bir felsefe veya orijinal bir düşünme ortaya koyan Orta Çağdaki yorumcularıyla birleştiren ve ayıran odak noktalarını ve ayrılma noktalarını ortaya çıkarmaya izin verir. Kültürü ve tarihi Doğu ve Batı arasında; Antikite ve Orta Çağ arasında bir kavşak noktasında bulunan Türkiye’nin, bu dikkate aldığında kitabımızın önemini ve değerini takdir edebileceğini düşünüyorum.

Burada meslektaşım Profesör Özcan Zeki'ye, bu eseri felsefeyle ilgilenen Türk okuyucusuna tanıttığı ve böylece Antik Felsefenin kurucu metinlerini çeviren ilk kişiler olan Orta Çağ Müslüman çevirmenler gibi bir düşünmenin aktarılması ve yayılması rolünü üstlendiği için saygılarımı sunmak istiyorum. Profesör Ozcan Zeki’nin girişimi Antik düşünürleri tanımamızı sağlayan Orta Çağ’ın bu ünlü çevirmenlerinin ve yorumcularının doğru çizgilerini sürdürmektedir.

Profesör Ozcan Zeki’nin çalışmasını nitelemek için Fransızcadaki “truchement”kelimesini kullandım; “truchement”“aracılığıyla”demektir ve Fransızcaya Arapçadan geçmiştir; Arapçadaki karşılığı “çevirmen, yorumcu”anlamına gelen ترجمان’dır (tourdjoumân)[2]; profesör Ozcan Zeki’nin çevirisiyle yani aracılığıyla bu kitap yeni okuyucularla buluştu.

Burada şunu hatırlatmak yararlıdır: Çeviri çalışması tümüyle bir düşünce ya da yazı içeriğinin literal olarak aktarılmasına ya da çevirisine indirgenemez; fakat zorunlu olarak anlamanın ve yorumlamanın bir biçimini de gerektirir. Çevirmek aynı zamanda yorumlamak ve yorumlamak da bir düşünce içeriğini kelimelerle ifade etmek değil midir? Aristoteles’in Peri hermeneias’ında ya da Latincedeki adıyla le De interpretatione’da ifade edildiği gibi yorumlamak tam da bir iç düşüncenin içeriğini sadece bir tek ve aynı şeye referansta bulunarak dış logos apophantikos (önermesel söylem) aracılığıyla yorumlamaktan ve çevirmekten ibaret değil midir?[3]

 Sonuç olarak Ozcan Zeki’nin çalışması noetik ve kozmoloji, logos ve mantık gibi önemli ve temel konularda sonraki tartışmaları başlatan ve zenginleştiren çevirmenlerin ve yorumcuların yorumladıkları, hatta yeniden düşündükleri Antik düşüncenin zenginliğini Türk okuyucularına gösterdiği için değerlidir.

 

  MICHEL FATTAL

 

 



[1] Bu konuda bkz. Özellikle Pour un nouveau langage de la rAlson. Convergences entre l’Orient et l’Occident, (Aklın Yeni Bir Dile DAlr: Doğu ve Batı Arasında Ortak Noktalar) Préface par P. Aubenque, Paris, Beauchesne, “Bibliothèque des Archives de Philosophie, 50 ” 1988, traduit en italien et en polonAls sous les titres suivants : Per un nuovo linguaggio della ragione.Convergenze tra Oriente e Occidentale, Trad. italienne par Simona Cives, Cinisello Balsamo (Milano), Edizioni San Paolo, coll. “Universo Filosofia, 27 ” 1999; Logos. Miedzy Orientem A Zacodem, Trad. polonAlse par Piotr Domanski, avec la collaboration scientifique de K. Pachniak et M. Olszewski, Varsovie Wydawictwo Ifis Pan (Institut de Philosophie et de Sociologie de l’Académie PolonAlse des Sciences), 2001.

 

[2] XII. Yüzyıldan XX. Yüz yıla kadar Drogman, tercüman, (bozulmuş Grekçe’de δραγουμάνος, dragoumanos dragoumanos, truchement=tercüman) Batılıların Yakın ve Orta Doğu’da veya/ve Osmanlı İmparatorluğunun Batılılarla ilişkiler kurmkla görevli kişilerine tercümanlık yapan kişi anlamına geliyordu

[3] Bu konuda bkz, M. Fattal, “Exégèse et originalité chez Plotin ” in M. Fattal, Existence et identité, Logos et technè chez Plotin, Paris, l’Harmattan, “Ouverture Philosophique ” 2015, p. 14 sq.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder