29 Ağustos 2023 Salı

KAVRAMLARI AKIL MI MÜDRİKE Mİ DÜŞÜNÜR

 

                     KAVRAMLARI AKIL MI MÜDRİKE  Mİ DÜŞÜNÜR

 

Bu çeviri çevirmenlik hayatımda bir dönüm noktası olmasa bile terminoloji açısından önemli bir aşamadır. İlk çevirim 1996 yılında basılan dokuzluklardan seçmelerdi; daha sonra Plotinos’un Dokuzluklar’ından Birinci ve Beşinci Dokuzluk’un tam metinlerini ve bunlara ek olarak Aristoteles’in Ruh Üzerine’sini ve Nikomakhos’a Etik’ini çevirdim. İlk Plotinos çevirimden itibaren Batı dillerine intelekt diye geçen terimi akıl değil de zekâ diye karşıladım. Ruh Üzerine’nin son baskısına kadar bu kullanımı değiştirmedim. Cogito’da yayınlanan “Aristoteles’te Noûs”adlı makalemi dikkate alarak Noûs’un dilimizde karşılığı olmadığını düşündüğümden Grekçe imasıyla yazdım. Ancak elinizdeki bu çeviriyi yaparken Noûs’un eyleminin konusu olan bölünemezleri, kavramları bilme tarzını dikkate aldığımda bu kavramın dilimizdeki karşılığının müdrike olduğunu fark ettim.

νοῦς’a (noûs) müdrike karşılığını verirken, dil felsefesinin imkanlarını kullandım. Bu amaçla,

1. Önce Austin’in Oxford Üniversitesi’nde en uygun anlamı belirlerken yaptığı gibi, kullanılabilir “mümkün şu kelimeler”ailesini tespit ettim; “akıl”, “zihin”, “zeka”, “bilinç”, “anlama yetisi”, “sağ duyu”, “us”vs. gibi kelimeleri belirledim.

2. Bundan sonra Wittgensteincı ilkeyi, “kelimenin anlamını doğru kullanımları dikkate alarak aydınlatma”ilkesini uyguladım. İlk maddedeki kelimelerin her birinin doğru kullanıldıkları durumları dikkate aldım; bu durumları noûs’un kullanıldığı durumlarla karşılaştırdım. Bunlardan müdrike dışında hiçbirinin noûs’un karşılığı olamayacağını tespit ettim.

 3. Son olarak müdrike kelimesinin dilimizde doğru kullanımlarını dikkate aldım νοῦς’un (noûs) dilimizdeki karşılığının müdrike olduğunu tespit ettim.

Konuyu Grekçe’ye çok hakim değerli akademisyen Saygın Günenç ile de müzakere ettim. Bütün bunların sonucunda noûs’u müdrike diye çevirdim. Müdrike’yi kullanmaya karar verince noûs’la ilgili bir dizi kullanımı bu eksende kullandım. Bu kelimeler şunlardır:

νοεῖν (noein): idrâk etmek

νόησις (noêsis): idrâk eylemi

νοῦς (noûs): Müdrike

νοήμα (noêma): İdrâk edilen

νοήματα (noêmata): idrâk edilenler

νοήτα (noêta): idrâk edilebilir olanlar

νοητων (noêton) idrâk edilebilir olan

Burada okuyucu müdrike kullanımına karar verirken müdrikenin hangi ölçütlerini dikkate aldığımı sorabilir. Buna cevabım şöyledir:

1. İdrâk uzun veya kısa bir düşünme sürecini gerektirir; bu sürecin son etabıdır; süreç olmadan idrâk olmaz Bu haliyle idrâk bir anda gerçekleşen sezgiye karşıttır.

2. İdrakin konusu bölünemezler kavramlardır. Müdrike bunları idrâk etmek için duyumlamaya ihtiyaç duymaz.

3. İdrâk akıl yürütme ya da çıkarım değildir; öncüllere de ihtiyaç duymaz.

4. İdrâk empirik olmadığından doğru, mantıksal olmadığından zorunlu değildir; doğrudandır, tamdır ve kesindir.

5. İdrâk tamamlanmış düşünmedir, düşünme tamamlanmadan idrâk olamaz.

Bütün bu özellikler sadece müdrikede vardır. Bu nedenle kavramları kuşatıcı ve doğrudan bilmeyi idrâk etme diye niteledim; idrâki de müdrikenin eylemi kabul ettim.

Kullanım konusunda bir başka önerim de “düşünme”ye ilişkindir. Gerek gündelik dilde gerekse felsefi metinlerde olsun zihnin bir etkinliği olarak büyük çoğunlukla “düşünce”kullanılır. Yıllar önce bir felsefe profesörü bu kullanımın yanlış, doğrusunun da “düşünme”olduğunu söylemişti. Yaygın kullanım “düşünce”olduğundan bu tespitin üzerinde durmamıştım. Ancak bu kitabı çevirirken idrakin düşünme sürecinin sonunda gerçekleştiğini fark edince, o profesörün dediklerini hatırladım; “düşünce”yerine “düşünme”denilmesi gerektiğini kabul ettim. Batı dillerinde de düşünmenin belli bir sürede gerçekleşen eylem olduğunu tespit ettim. Gramatikal açıdan “düşünme”nin “duyumlama”“deneyleme”“imgeleme”“hatırlama”gibi bir ad eylem olduğunu dikkate aldım sonuç olarak yazarın Fransızcada kullandığı “pensée” kelimesini “düşünme”diye çevirdim.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder