7 Aralık 2021 Salı

ORTAÇAĞ'IN BÜYÜK HATASI: MANTIĞI TEOLOJİK AMAÇLARLA KULLANMAK

                  ORTAÇAĞ'IN BÜYÜK HATASI: MANTIĞI TEOLOJİK AMAÇLARLA KULLANMAK  

Burada Aristoteles mantığının Ortaçağ’da kullanımıyla ilgili bir değerlendirme yapmak istiyoruz. Ortaçağ’da İslam Dünyasında ve Hristiyan dünya mantık iki amaçla kullanılmıştır: a) Rasyonel felsefe yaparken b) Teolojik amaçlarla. Aristoteles mantığın rasyonel felsefe için kullanımında bir problem yoktur. Çünkü  Ortaçağ rasyonalistleri mantığı tıpkı Aristoteles gibi metafizik yapmak için kullanıyorlardı.  Oysa Aristoteles mantığının teolojik amaçlarla kullanılması büyük bir yanlışlıktı; çünkü mantık teolojik amaçlarla icat edilmemişti. Yukarıda söylediğimiz gibi Aristoteles mantığı dünyadaki her nesnedeki bireysel töze  kategorilerden birini yüklemedir.  Her bir önerme bir kişi ya da töz hakkındadır. Töz yani birey dokuz kategoriden birini yüklem olarak alır.  On kategorinin her biri empirik dünyanın özelliklerinden soyutlamayla elde edilmiştir. Aristoteles’in bildiği bir dünyadan hareketle ve bildiği bir dünyayı anlatmak için belirlediği kategoriler, bilmediği bir dünyanın bilmediği varlıklarını ve bunların dünya ile ilişkilerini anlatması imkansızdır. Örneğin töz kategorisi birey olan insanı ya da nesneyi ifade eder. İnsan ve nesne empirik bir varlıktır ve nitelikleri de empiriktir. Oysa teologların mantığı uygulayarak açıklamaya çalıştıkları Tanrı insan ya da nesne gibi töz değildir. O’nun dünyadaki bulunuşu ve dünya ile ilişkileri doğrudan gözlemlenemez.  O nedenle tözleri ilişkin önermeler oluşturmak için kullanılan mantık  Tanrı’yı anlamak ve anlatmak için kullanılamaz; töze yüklenen kategoriler Tanrı’ya yüklenemez; Tanrı mantıksal çıkarımların konusu olamaz.

Bunun en açık kanıtı Aristoteles’in kendisidir. Aristoteles Tanrı ya da Noûs için töz terimini kullanmaz; çünkü o, saf fiildir. Onda aktülleşmemiş hiçbir şey yoktur. O kaynaktır; ama taşyıcı değildir. Oysa her tür töz niteliklerin taşyıcısıdır. O nedenle töz olmayan Saf Fiil halinde olan İlk’e  nitelikler yüklenemez. Aristoteles’in Tanrısı kategoriler yardımıyla  değil,   karşıtlık aracılığıyla verilmiştir. Bu Tanrı hareket etmeyen hareket ettiricidir; hem düşünen hem de düşünülen varlıktır. Empirik dünyada bireysel tözlerde bulunmayan karşıt nitelikler onda bulunmalıdır. Karşıtlıkları içermesi onun mantığın objesi olmamasını gerektirir.  Buradan hareketle diyebiliriz ki, olumsallığın kaynağı olan ve karşıtlık ya da  a priori açıklık ile verilen varlıklara değil mantık olumsal varlıklara uygulanır.   Kısaca söylersek İ.S. ilk yüzyılda apolojistlerle başlayan ve günümüze kadar gelen inanç objelerine mantığın uygulanması tarihin en büyük metodolojik yanlışlarındandır. Başka bir deyişle teolojik ifadeleri önerme kategorisine dahil edemeyiz.

 

 

2 yorum: