4 Aralık 2021 Cumartesi

YENİ KİTABIN TASLAK ÖNSÖZÜ

 

                                                           ÖNSÖZ

Bu kitap dil felsefesi serisi planımızda yer almıyordu. Çalışmalarımı “Searle’de Zihinsel Paradigma” adlı kitabın yazımıyla sürdürüyordum. Araştırmamı oldukça ilerletmiştim; pek çok önemli konunun yazamını bitirmiştim. Fakat kitabı tamamlamayı erteledim; bu giriş kitabını yazmaya karar verdim. Pek çok kişi bana hep şunu diyordu: “Kitaplarınızı anlamak için belli bir birikim gerekiyor. Oysa biz buna sahip değiliz. Yine de dil felsefesini öğrenmek istiyoruz. Bu nedenle keşke bir giriş kitabı yazmış olsaydınız!”  Ben de hem onların isteklerini karşılamak hem de özellikle zihin felsefesi gibi son derece karmaşık konuları yazmada bir mola olması için bu kitabı yazmaya karar verdim.

Bir konuda Giriş kitabı yazmak oldukça zordur; alanı tanımaya başlangıç eseriyle adım atmak daha da zordur; çünkü ülkeyi veya bölgeyi tam bilmeden harita ya da kroki çizmeye benzer. Giriş kitabı için belli bir birikim gerekir.  Ben ancak şimdi kendimi hatasıyla sevabıyla böyle bir kitabı yazabilecek durumda hissediyorum.  

Yazdığım ve yazmakta olduğum kitaplar biyografik nitelikteydi. Bunlarda ele aldığım filozofların görüşlerini ortaya koymaya çalıştım. Oysa bu Giriş kitabımın konuları problematiktir. Burada sadece dil felsefesinin önemli konularına değindim; önceki kitaplarımda söylenenleri dikkate aldım; geliştirdim, sistematize ettim, bütünlüğe kavuşturmaya çalıştım.  Yeni ve kendime özgü bir perspektif belirledim. Yazarken hareket noktam şuydu: “Kurumların fonksiyonları vardır. Kurum ne kadar gelişirse gelişsin başlangıçtaki fonksiyonu sabit kalır. Kurumlar araçlar gibidir; ortaya konma amacı ve fonksiyonları vardır.  Kurumları anlamak, fonksiyonlarını anlamakla mümkündür. Bütün kurumlar fonksiyonalist tarzda ele alınmalıdır. Dil de bir kurumdur. Dili anlamak günümüzdeki halini değil; ilk durumunu ve ne işe yaradığını dikkate almakla mümkündür.” Dil ne işe yarar?  Dili anlamak için bu soruyu sormalıdır.  Ben de öyle yaptım. İlk halini dikkate aldığımda şu cevabı buldum: Dil bir şey bildirmeye ve yaptırmaya yarar. “Bildirme ve yaptırma aracı olarak dil” fikri kitabımın bütününde izlediğim bir kılavuz oldu.

Kitabımın içeriğini belirlerken bir eksen çizdim; eksenin bir ucuna dili ve diğer ucuna da anlamı koydum. Kitabımın içeriğini bu iki ana başlığın alt başlıkları oluşturmaktadır. Kitabımda önceki yayınlarımızda olmayan arka plan gibi bazı önemli konulara yer verdim; önermesel tutumlar, dil mantık ilişkisi gibi konuları daha ayrıntılı yazdım.

Konuları ele alırken olabildiğince teknik terim kullanmamaya çalıştım. Fakat bu, her zaman  mümkün olmadı. Bazen zorunlu olarak felsefi terimleri kullanmak zorunda kaldım. Elden geldiğince konuyun örneklerle açıklamaya çalıştım. Örneklerin kendi kültürümüze ve dilimize uygun olmasına özen gösterdim. Bir giriş kitabı olduğundan metin içinde dipnotlar göstermemeyi uygun gördüm. Okuyucuyu böylece dipnotları izleme sıkıntısından kurtarmayı amaçladım.

Bu Giriş kitabı dil felsefesi için bir demodur; onun hakkında bilgi verir; ilgi uyandırmayı amaçlar; önanlamayı sağlar; ancak onun yerine geçemez; gereklidir, ama yeterli değildir; çünkü dil felsefesi burada anlattığımızdan daha fazla bir şeydir. Dil felsefesi filozofların saptamalarının tümüdür. Bu disiplinin ne olduğunu ana hatlarıyla değil; ayrıntılı biçimde anlamak için yazdığımız önceki biyografik çalışmaların okunması gerekir.  Bunu önemle vurgulamak isterim.  

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder