Bilindiği gibi metafizik, Platoncu
problemle ilgilenir; öz” araştırmasıdır. Öz araştırması “Ti esti?”nin (Bu
nedir?) cevabını bulmaya çalışmaktır. Metafizik, “genelleştirir” ve soyutlar.
Gündelik dil filozoflarında metafizik karşıtlığı, Wittgenstein’dan esinlenir.
Wittgenstein'a göre metafizik, dilimizi yanlış kullanmadan doğar. Kelimeleri
gündelik dil dışında kullanırsak, dil tatile çıkar ve felsefi problemler sökün
eder.[1]
Metafizikçilerin felsefi derinlik dedikleri şey hayali
çıkarımlardır; bu çıkarımların nedeni de dilin yanlış kullanılmasıdır.
Wittgenstein bunu şöyle açıklar:
Metafizikte gündelik dil, kendi başına giden bir
tekerlektir.[2]
Demek istediğimiz şeyi demek ya da bilmek, önce cümleyi asli
ülkesine doğal ortamına yerleştirmektir. Bunun için kelimeleri metafizik
kullanımlarından soyutlayıp gündelik kullanımlarına kavuşturmalıyız.[3]
Cavell Wittgenstein’ın bu ilkesini “insanı dile
yerleştirmek” diye yorumlar. [4]
Metafizikçi filozof kendini kötü
sorunlara hapseder. Metafizik önermelerin çoğu yanlış değildir; ama
anlamsızdır. Metafizikçi bir dokuma işçisine benzer; bu işçi, boşta çalışan bir
dokuma tezgâhının karşısına oturmuştur; boyuna uzaktan el-kol hareketleri yapmaktadır.
Karşıdan bakanlar onun kumaş dokuduğunu düşünür. Gerçekte ise bu işçi böyle bir
durumda kumaş dokuyamaz.[5] Görülüyor ki, Wittgenstein
metafizik dili araçsalcı ve fonksiyonalist bir
dil anlayışından hareketle eleştirir.
Gündelik dil filozofları Wittgenstein'ın metafizik karşıtı
görüşlerini kabul ederler ve dilsel analizlerle geliştirirler.
Gündelik dilcilere göre metafizikçilerin “sözüm ona felsefi”
problemleri sahte sorunlardır; sözceleri de anlamsızdır; onların terimleri
kullanma biçimleri analiz edilirse bu, açıkça görülecektir. Örneğin “iyi”,
“kötü”, “zorunda olmak”, “değer taşımak” gibi kavramlar alalım. Bunlar analiz
edildiğinde, ahlak felsefesindeki pek çok problemin sahte problem oldukları
anlaşılacaktır. Sahte problemlerin ortaya çıkmaması için gündelik
dilimizin işleyişi hakkında daha açık bir tasavvura sahip olmalıyız, “…dediğimizde
ne yaparız?” sorusunun cevabını vermeliyiz.
Bilindiği gibi “bilgi”, “ben”, “varlık”, obje”, “önerme” ve
“ad” vs. metafizikçilerin önemli terimlerindendir. Gündelik dil filozofları
demektedirler ki, metafizikçiler bu terimleri kullandıklarında her zaman
kendilerine şunu sormalıdır: Bu kelimeler gündelik dilde gerçekten bu anlama
gelir mi? Oxford filozoflarının cevabı açıktır: Gelmez. Onlar, kelimelerin
metafizik kullanımlarını değil; gündelik kullanımları kabul ederler.[6] Çünkü onlara göre gündelik
dil olabildiği kadar iyidir; onda ne düzeltilecek ne de arıtılacak bir şey vardır.
Metafizik, gündelik dildeki ince ayırımları göz ardı eder; anlamı
belirsizleştirir. Gündelik dil felsefesinin en önemli görevlerinden biri işte
burada ortaya çıkar: Gündelik dili analiz ederek belirsizliği gidermek. Kısaca
söylersek gündelik dilin analizi felsefe için eleştirel bir araçtır.
Metafizikten doğan sahte problemlerle uğraşmak istemiyor muyuz? Yanlış felsefi
ayırımlardan kaçınmaya mı çalışıyoruz? O zaman yapılacak şey şudur: Gündelik
dildeki ayrımları anlamak ve mantığı gerçekten keşfedilmiş gündelik
kullanıma bağlı kalmak.
Metafizik yerine, ortak duyu kanılarını ifade eden ve iyi
düzenlenmiş gündelik dili koymak; bu, gündelik dil filozoflarının istedikleri
şeydir;[7] felsefe tarihindeki sahte
tezlere uzak durmak; bu ise onların ortak amaçlarıdır. Onlara göre ortak duyu
kötüye kullanılınca sahte tezler doğar. “Ortak duyu en önemli erdemdir.”
dendiğinde, buna belki itiraz edilebilir; ama “ortak duyu önemli felsefi bir
erdemdir.” sözüne karşı çıkılamaz.
Ryle demektedir ki, “Ontoloji artık bitmiştir. Felsefe
gelecekte ne olacaktır? Bu, günümüzde önemsiz bir sorundur. Çünkü realiteye
ilişkin değildir. Oysa felsefenin konusu realitedir; daha doğrusu realiteyi
ifade etmeye yarayan kelimelerdir ve kavramlardır.[8]
Adı bilinmeyen bir bayan filozof da şöyle diyordu:
Şimdi metafizik çağı terk ettik[9]
Sonuç olarak tüm Oxfordlu filozoflar diyorlardı ki,
Metafizik çürümüşlüğün tümünden kurtulacağız; metafiziğin eski
problemlerinin ortadan kalkması ve böylece metafiziğin ölümü yakındır.[10]
Sonuç olarak gündelik dil felsefesi
geleneksel felsefeyi; onun hem problemlerini hem de
metodolojisini ters yüz etmiştir.[11]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder