Batının
mitolojiye mitolojik bakışı
Felsefe tarihlerine göre metafizik bir Grek mucizesidir.
Bazıları bu mucize nitelemesine katılmasa da en azından Greklerin eşsiz bir
başarısıdır. “mucize” “başarı” “ica”t ve benzeri hangi nitelemeyi kullanırsak
kullanalım bunların hepsi ile ifade edilen tarihsel durum şudur: Felsefe Antik
Yunan'da İyonya denen bölgede Yunanlı filozoflarca bir evren açıklaması
mitolojik kozmogonilere karşıt olarak rasyoneldir. Rasyonel Evren tasavvuru
modern anlamda bilim olmasa da doğa dışı güçlerle değil doğada içkin nedenlerle
açıklamayı kabul ettiği için bilimin olmadığı bir dönemde bilim ortaya çıkana
kadar insanların bilim ihtiyacını karşılamıştır.
Biz bu satırlarda metafizikçilerin metafizik hakkındaki
görüşlerinin bir sayımını dökümünü ve bunların değerlendirmesini yapmayacağız
Onların mitolojik kültürleri irrasyonel kabul etmelerinin en büyük mitoloji
olduğuna değineceğiz. yeryüzünde ve
tarihin hiçbir döneminde onların tahayyül ve tasavvur ettikleri bir toplumun
olmadığını, her toplumda kendi tarzında bir rasyonalite olduğunu söyleyeceğiz.
Hareket noktamız tüm kültürlerde gözlemlenen empirik
olgulardır. Filozofların hayatın gerçeklerini göz ardı enstanelik görünüşleri
hayatın çok çeşitli ve akış içinde kavranabilecek görüşlerinin yerine ikame
eden “Pan mitolojizm” anlayışının “Dünya dışı bir antropoloji” olduğunu
savunacağız.
Kuşkusuz kültürlerde gündelik hayattaki etkisi değişen
mitolojiler vardır. İnsanlar doğayla ve başkalarıyla ilişkilerinde bu
mitolojilerin etkisini hissedebilir. Dünyanın ortaya çıkışını doğanın
işleyişini insanların yeryüzüne gelişini hayatın kaynağını ölümü ve ölüm
sonrası hayat gibi pek çok konuyu mitoloji ile ilişkilendirebilir.
Bir kültürde mitolojinin etkisi ne kadar çok olursa olsun
mitoloji bütün hayatı kaplayan kalın bir katman değildir. Mitoloji hayatı ve
doğal olarak yaşama, ikisi de birliktedir, diğer deyişle mitoloji bilmeye
yaşamaya ve uygulamaya engel değildir. İnsanların hayatta kalmak için gerçekleştirdikleri
doğal eylemler vardır. Mitolojinin etkisi ne olursa olsun mitoloji teknik
vermez, tekniğin kaynağını öğretse bile insan gündelik hayatı yaşarken
öğrendiği geliştirdiği veya iyileştirdiği tekniği kullanır. Beslenme üretme
korunma savunma teknikleri teknik olarak doğanın doğal tarzda en azından doğa
üstünü yansıtmasının yanında doğal bir yüzü olmasını gerektirir. İnsanlar kendileri
için gerekli tekniği yapar kullanır geliştirir. Kısaca doğaüstü doğa'ın
izahını verse doğanın üstüne şeffaf bir tül gibi kaplasa bile doğal olan altta
görünür doğayla ilişkide doğal bir tutuma engel olmaz
İnsanın hayatta kalmak için ürettiği
teknik mitolojiden hareketle değil doğayı kullanarak icat ettiği bir şeydir. Doğayı
kullanmak ve ondan yararlanmak için doğayı doğaüstünü barındırsa bile doğal
olarak önce tanımayı gerektirir.
İnsanlar sadece tekniği üretmek için değil sanatı üretmek
için de doğayı doğal olarak tanımalıdır. Sanat ister mağaraya çizilmiş resim
ister heykel ister piramitler olsun mutlaka doğudaki maddeyi işleme ve kullanma
becerisidir; sadece doğal olan sanatın konusudur. Doğa üstü güçlerin gözlemi
olmadığından, sanatın doğal konusu değildir. Onlar ancak doğal nesneler
yardımıyla sembolleştirilebilirler .Sanat eserinde birebir görünmezler.
Buradan hareketle
diyebiliriz ki teknik ve sanat mitolojiyi ve doğa üstü güçleri dikkate almaz
Bunlar insanın doğaya hakim olmasının sonucudur Doğayla ilişkide olmak doğanın
kendine özgü bir yapısı olduğunu doğadan yararlanmanın veya doğayı
değiştirmenin doğal bir nedenselliğini kabul etmektir. Doğanın değişmez bir
tavrı olduğu bilinci insanın olduğu her yerde vardır. Metafizikçilerin Phusis’i
metafizik keşif gibi görmeleri ve göstermeleri metafiziğe bir alan açmak veya
varlık nedeni bulmak için olsa da insani realiteye aykırıdır İnsanlar bir doğa metafiziği olmadan da doğayla doğal
ilişkiler kurarlar doğadan yararlanırlar ve doğayı değiştirirler. Kültür hangi
aşamada olursa olsun doğal nedenselliğe göre yaşanır doğal nedenselliğin keşfi Greklerin
başarısı değildir. Üstelik metafizikçilerin kozmolojiye ilişkin nedensellikleri
kültüre bir yabancılaşmadır kültürde verilmeyen uylaşımsal olmayan spekülatif,
nesnelerin ilişkilerinin doğal gözlemlerinden çıkarılmamış doğadan indirgeme
yoluyla kavramsallaştırılmış kavramdır olgusuzlaştırılmıştır bir nedenselliktir
daha doğrusu fonksiyonel olmayan bir nedenselliktir. Metafiziğin nedensellik
açısından temel problemi olguyu sonuç kavramı neden gibi görmesidir bu işe
nedenselliğin içini boşaltmaktır