19 Temmuz 2023 Çarşamba

BATI'NIN MİTOLOJİYE BAKIŞI MİTOLOJİKTİR

 

Batının mitolojiye mitolojik bakışı

 

Felsefe tarihlerine göre metafizik bir Grek mucizesidir. Bazıları bu mucize nitelemesine katılmasa da en azından Greklerin eşsiz bir başarısıdır. “mucize” “başarı” “ica”t ve benzeri hangi nitelemeyi kullanırsak kullanalım bunların hepsi ile ifade edilen tarihsel durum şudur: Felsefe Antik Yunan'da İyonya denen bölgede Yunanlı filozoflarca bir evren açıklaması mitolojik kozmogonilere karşıt olarak rasyoneldir. Rasyonel Evren tasavvuru modern anlamda bilim olmasa da doğa dışı güçlerle değil doğada içkin nedenlerle açıklamayı kabul ettiği için bilimin olmadığı bir dönemde bilim ortaya çıkana kadar insanların bilim ihtiyacını karşılamıştır.

Biz bu satırlarda metafizikçilerin metafizik hakkındaki görüşlerinin bir sayımını dökümünü ve bunların değerlendirmesini yapmayacağız Onların mitolojik kültürleri irrasyonel kabul etmelerinin en büyük mitoloji olduğuna değineceğiz.  yeryüzünde ve tarihin hiçbir döneminde onların tahayyül ve tasavvur ettikleri bir toplumun olmadığını, her toplumda kendi tarzında bir rasyonalite olduğunu söyleyeceğiz.

Hareket noktamız tüm kültürlerde gözlemlenen empirik olgulardır. Filozofların hayatın gerçeklerini göz ardı enstanelik görünüşleri hayatın çok çeşitli ve akış içinde kavranabilecek görüşlerinin yerine ikame eden “Pan mitolojizm” anlayışının “Dünya dışı bir antropoloji” olduğunu savunacağız.

Kuşkusuz kültürlerde gündelik hayattaki etkisi değişen mitolojiler vardır. İnsanlar doğayla ve başkalarıyla ilişkilerinde bu mitolojilerin etkisini hissedebilir. Dünyanın ortaya çıkışını doğanın işleyişini insanların yeryüzüne gelişini hayatın kaynağını ölümü ve ölüm sonrası hayat gibi pek çok konuyu mitoloji ile ilişkilendirebilir.

Bir kültürde mitolojinin etkisi ne kadar çok olursa olsun mitoloji bütün hayatı kaplayan kalın bir katman değildir. Mitoloji hayatı ve doğal olarak yaşama, ikisi de birliktedir, diğer deyişle mitoloji bilmeye yaşamaya ve uygulamaya engel değildir. İnsanların hayatta kalmak için gerçekleştirdikleri doğal eylemler vardır. Mitolojinin etkisi ne olursa olsun mitoloji teknik vermez, tekniğin kaynağını öğretse bile insan gündelik hayatı yaşarken öğrendiği geliştirdiği veya iyileştirdiği tekniği kullanır. Beslenme üretme korunma savunma teknikleri teknik olarak doğanın doğal tarzda en azından doğa üstünü yansıtmasının yanında doğal bir yüzü olmasını gerektirir.  İnsanlar kendileri için gerekli tekniği yapar kullanır geliştirir. Kısaca doğaüstü doğa'ın izahını verse doğanın üstüne şeffaf bir tül gibi kaplasa bile doğal olan altta görünür doğayla ilişkide doğal bir tutuma engel olmaz

İnsanın hayatta kalmak için ürettiği teknik mitolojiden hareketle değil doğayı kullanarak icat ettiği bir şeydir. Doğayı kullanmak ve ondan yararlanmak için doğayı doğaüstünü barındırsa bile doğal olarak önce tanımayı gerektirir.

İnsanlar sadece tekniği üretmek için değil sanatı üretmek için de doğayı doğal olarak tanımalıdır. Sanat ister mağaraya çizilmiş resim ister heykel ister piramitler olsun mutlaka doğudaki maddeyi işleme ve kullanma becerisidir; sadece doğal olan sanatın konusudur. Doğa üstü güçlerin gözlemi olmadığından, sanatın doğal konusu değildir. Onlar ancak doğal nesneler yardımıyla sembolleştirilebilirler .Sanat eserinde birebir görünmezler.

 Buradan hareketle diyebiliriz ki teknik ve sanat mitolojiyi ve doğa üstü güçleri dikkate almaz Bunlar insanın doğaya hakim olmasının sonucudur Doğayla ilişkide olmak doğanın kendine özgü bir yapısı olduğunu doğadan yararlanmanın veya doğayı değiştirmenin doğal bir nedenselliğini kabul etmektir. Doğanın değişmez bir tavrı olduğu bilinci insanın olduğu her yerde vardır. Metafizikçilerin Phusis’i metafizik keşif gibi görmeleri ve göstermeleri metafiziğe bir alan açmak veya varlık nedeni bulmak için olsa da insani realiteye aykırıdır İnsanlar bir doğa metafiziği olmadan da doğayla doğal ilişkiler kurarlar doğadan yararlanırlar ve doğayı değiştirirler. Kültür hangi aşamada olursa olsun doğal nedenselliğe göre yaşanır doğal nedenselliğin keşfi Greklerin başarısı değildir. Üstelik metafizikçilerin kozmolojiye ilişkin nedensellikleri kültüre bir yabancılaşmadır kültürde verilmeyen uylaşımsal olmayan spekülatif, nesnelerin ilişkilerinin doğal gözlemlerinden çıkarılmamış doğadan indirgeme yoluyla kavramsallaştırılmış kavramdır olgusuzlaştırılmıştır bir nedenselliktir daha doğrusu fonksiyonel olmayan bir nedenselliktir. Metafiziğin nedensellik açısından temel problemi olguyu sonuç kavramı neden gibi görmesidir bu işe nedenselliğin içini boşaltmaktır